(1)
I
Yaşamak şakaya gelmez,
生活不是可笑之事:
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
你必须极其认真地生活
bir sincap gibi mesela,
例如,像一只松鼠——
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
我是说,不要追求超乎生活之外的东西,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
我是说,生活必须是你的全部工作。
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
生活不是可笑之事:
yani o derecede, öylesine ki,
你必须认真对待,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
认真到这等程度,
yahut kocaman gözlüklerin,
例如,你的双手被绑在背后,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
你的背靠着墙,
insanlar için ölebileceksin,
或是在一间实验室
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
穿白大褂、戴防护镜,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
你可以为人民而死——
hem de en güzel en gerçek şeyin
甚至是为那些素未谋面的人,
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
即便你知道,生活
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
是最真实、最美好的事。
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
我是说,你必须如此认真对待生活
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
即便七十岁,例如,你也会种植橄榄树——
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
而这也并非为了你的子孙,
yaşamak yanı ağır bastığından.
仅是因为即便你畏惧死亡,你并不相信它,
因为生活,我是说,更重要。
1947
1947
(2)
II
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
比如说,我们病重,需要手术——
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
这意味着我们可能无法
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
走下手术台。
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
即便这不可能不让人感受悲伤,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
走得有些过于匆促,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
我们仍会被讲出的笑话逗乐,
en son ajans haberlerini.
我们会望向窗外,看有没有下雨,
Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
或者仍会焦急等待
diyelim ki, cephedeyiz.
最新的新闻广播……
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
比如说,我们身在前线——
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
即,为了那值得斗争的事情。
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
在那里,在首次进攻中,就在那天,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
我们可能以面扑地,死去。
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
我们会以不寻常的愤怒知晓这一点,
Diyelim ki hapisteyiz,
但我们仍会至死都在担忧
yaşımız da elliye yakın,
这场可能持续数年的战争的结局。
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
比如说,我们身陷监牢,
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
年近五十,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
我们还有十八年,即,
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
在层层铁门打开之前。
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
我们仍会和外界共同生活,
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
和它的人民与动物、斗争与风——
我是说,和高墙之外的外界。
1948
我是说,无论如何、无论身在何处,
我们必须生活,就像我们永不死去。
(3)
1948
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
III
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
这地球将变得冰冷,
yani bu koskocaman dünyamız.
群星中的一颗星,
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
最小的中的一个,
hatta bir buz yığını
蓝色丝绒上的镀金斑点——
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
我是说,这就是我们的广大地球。
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
有一天这地球将变得冰冷,
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
不像一块冰
Şimdiden çekilecek acısı bunun,
甚至也不像一朵垂死的云
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
仅仅像是一颗空核桃,滚动
Böylesine sevilecek bu dünya
在漆黑的太空之中……
"Yaşadım" diyebilmen için...
你现在一定为此悲痛
——你现在必须感受这悲痛——
1948.2
因为这世界必须被如此热爱,
你才能说:“我曾活过”……
1948.2